Popmundo Faresi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Popmundo Faresi

Siteye oyundaki adınız ve soyadınızla üye olunuz. Üye olduktan 24 saat içinde hesabınız aktif olacaktır. Sitemizin msn adresini almak isteyenler: tugba-guzelce@popmundofaresi.yetkin-forum.com isteyen ekleyebilir. ~~T.Guzelce~~
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

Cehennemden Gelen

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
Suzi Kiraz
Admin
Admin
Suzi Kiraz


Kadın
Yaş : 33 Kayıt tarihi : 20/08/08 Mesaj Sayısı : 787 Nerden : İzmir

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyPaz Şub. 01 2009, 00:52

Cehennemden Gelen

Bu hafta sizlere İstanbul’lu bir genç ile ilgili izlediğim bir filmi anlatacağım.

Film, İstanbul içinden bir delikanlının yaşamını anlatıyor. Genç bir delikanlı ile başlıyor film. Günlerini üniversitede bir dersten diğerine koşarken geçiren genç bir delikanlı bu. Daha ilk dakikalarda gözlerinin içine bakınca görebiliyorsunuz ileriye yönelik hırsını, başarıya olan açlığını ve azimle sürdürdüğü koşusunu. Bütün bunların ne için yapıldığı çok açık şekilde ortada aslında. Kendini kanıtlama isteği ve ülkesi için bir şeyler başarabilme inancı. Plan bellidir, gidilecek yol bellidir, tek yapılması gerekense yılmadan bu yolda ilerlemektir. Delikanlı da bunu başaracaktır.

Aradan belli bir zaman geçer, delikanlı okulunu bitirir, bir grubun lideri olur ve rock dünyasında emin adımlarla ilerlemeye başlar. En büyük hayalidir grubunu en şöhretli isimler arasına sokabilmek, en iyi otellerde çılgınlar gibi parti yapabilmek ve özel jetlerle turnelere çıkabilmek. Gençliğinin verdiği heyecanla ustaları bir gölge gibi takip eder, onların hareketlerinden ve stratejilerinden yararlanmaya çalışır. Gün içerisinde beste yazarken uyuya kalır, rüyasında gördüğü sözleri kağıda dökebilmek için uykusundan uyanır... Grup arkadaşları da en az kendisi kadar heyecanlı ve başarıya açtır, herkes bir an önce bir şeyler olsun istemektedir. Genç adamsa hayallerine kavuşmak için aceleci davranmıyor, ağır ama emin adımlarla ilerlemeye başlıyordu hedefine doğru. Külüstür bir arabayla çıkılan bu yola kısa bir zaman sonra lüks tırlarla devam edilmeye başlanacaktı. Albüm teklifleri, single çalışmaları, klipler derken basamakları hızla çıkmaya başlarlar. Milyonlarca kişi CD'lerini almak için sıraya girer. Konserlerine bilet bulmak imkansız bir hale gelir. Bu saatten sonra yapılacaklar bellidir, izlenen plana uyulacak ve grubun yükselişini kenardan keyifle izleyecekti genç adam. Şimdi bir üst basamağa geçme vakti gelmişti. Bu hedef müzik dünyasından çok daha karmaşık kirli ve de acımasız olacaktı ama vatanı için bir şeyler yapabilme duygusu onu bu kuyunun içine çekecektir ve en sonunda hem de döneminin en karanlık, en karmaşık, en çirkin olduğu zamanda kendini bu kirli gölün içinde bulur, siyasetin içinde.

Saatler süren tartışmalar, kavgalar, karalamalar, arkadan yapılan oyunlarla geçer filmin bu bölümleri. Siyasetin henüz toy çocuğu zaman zaman tartışmaların tam ortasına düşüyor bazense sessizce olan biteni gözleyip kendine ders çıkarıyordu. Uzunca bir zaman böyle gelip geçti, izlemek ve öğrenmekle. Belli bir olgunluğa geldikten sonra artık kendisine vali olması için teklifler geliyordu eski siyasetçilerden. Beklediği, aradığı şeye ulaşmıştı artık. İstenilen, aranılan kan olmuştu ülkesi için ve artık bir şeyler yapmanın tam da zamanıydı. Yaklaşan seçimler bunun için en güzel fırsattı. Her şey hazırlanmıştı seçimlere girilmeden önce ve seçim dönemi başladığında her şey bir anda olup bitiverdi. Sonucundan ise zaferle çıkılıyordu.

Siyasette olsun, müzik dünyasında olsun birçok şeyde istenilen yerlere geliniyordu. Planlar tırık tıkır ilerliyor, yolun sonundaki zafer tabelasıyla arada pek bir mesafe kalmıyordu. Ama, bunlara rağmen yine de içinde bir huzursuzluk vardı genç adamın, bunun sebebi de çok basitti, aşk! Ne yapsa ne etse bir türlü huzura kavuşamıyordu, evinin posta kutusuna gelen yüzlerce aşk mektubu içinde kayboluyor, aşkı groupielerde arıyor, varlık içindeki yoklukta boğuluyordu. Ve bir anda yapacak çok fazla bir şeyin olmadığını düşünmeye başlayıp hayatına son verme kararı alıyor. Hatta öyle ki uğrunda yaşadığı güzel şehri son kez görememek pahasına da olsa aldığı bu ani kararı hemen yerine getiriyor, yani hayata gözlerini yumuyordu.

Film burada boyut değiştiriyor ve genç adamın başarılı yükselişini izlerken birden ölümünü izler halde buluyorsunuz kendinizi. Ekrana karanlık sahneler geliyor ve adamın cehennemde geçirdiği uzunca bir zaman gösterilmeye başlanıyor. Sonrasında kendisine bir teklif sunuluyor ya cehennemde yanmaya devam edecek ya da İstanbul sokaklarına g..i dönecektir. Adam biraz düşünüp yaşadıklarını aklından geçirdikten sonra bir kanıya varıyor. Aşık olduğu bir şeyin zaten var olduğunu ve insanın İstanbul’a sahip olduktan sonra başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayacağını anlayıp, “İstanbul” diyor. Burada ise genç adam yeni bir kimlikle İstanbul’a gözlerini açıyor güneşin doğuşuyla beraber.

Film bu ilginç son ya da başlangıçla bitiyor, bakalım yönetmen filmin devamını çekecek mi? Filmden benim anladığım; siz, siz olun ve İstanbul’u terk etmeye kalkışmayın çünkü eninde sonunda geleceğiniz yer yine bu büyülü şehir olacaktır. Bir kere bu sevdayı tattıktan sonra ölüm bile sizi bu sevdadan koparamayacaktır.

Yazan yöneten: Yıldıray Demirtaş

Yazar: Wolfgang Witzel

Yayın Editörü: Tony Bryan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://popmundofaresi.yetkin-forum.com
Tayfun Gürağaç (VİP)
Site Moderatörü
Site Moderatörü
Tayfun Gürağaç (VİP)


Erkek
Yaş : 32 Kayıt tarihi : 13/10/08 Mesaj Sayısı : 641 Nerden : Ankara

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyPaz Şub. 01 2009, 13:38

Güzel bir yazı:)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ebru Koçak
Admin
Admin
Ebru Koçak


Kadın
Yaş : 36 Kayıt tarihi : 03/09/08 Mesaj Sayısı : 1322 Nerden : uzaydan

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyPaz Mart 01 2009, 20:29

saol :)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Suzi Kiraz
Admin
Admin
Suzi Kiraz


Kadın
Yaş : 33 Kayıt tarihi : 20/08/08 Mesaj Sayısı : 787 Nerden : İzmir

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyPaz Mart 01 2009, 21:21

önmli değil Cehennemden Gelen 52352
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://popmundofaresi.yetkin-forum.com
Ebru Koçak
Admin
Admin
Ebru Koçak


Kadın
Yaş : 36 Kayıt tarihi : 03/09/08 Mesaj Sayısı : 1322 Nerden : uzaydan

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyC.tesi Mart 21 2009, 20:59

başlıkdaa bayağııı ilgi çekici
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gurba
Admin
Admin
gurba


Kadın
Yaş : 34 Kayıt tarihi : 16/02/09 Mesaj Sayısı : 1040 Nerden : Edirne

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyPaz Mart 22 2009, 15:36

ebru ya katılıyorum

güzel olmuş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://popmundofaresi.yetkin-forum.com
Yelda Erbakan
Admin
Admin
Yelda Erbakan


Kadın
Yaş : 34 Kayıt tarihi : 27/08/08 Mesaj Sayısı : 1615 Nerden : İstanbul

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyÇarş. Mart 25 2009, 16:56

teşekkürler paylaşım için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Esma Dağlar
Admin
Admin
Esma Dağlar


Kadın
Yaş : 35 Kayıt tarihi : 09/01/09 Mesaj Sayısı : 1245 Nerden : İstanbul

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: Geri: Cehennemden Gelen   Cehennemden Gelen EmptyÇarş. Mart 25 2009, 18:31

tşkler çok güzel :)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
adminci
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
adminci


Erkek
Yaş : 28 Kayıt tarihi : 31/03/11 Mesaj Sayısı : 167 Nerden : dogan

Cehennemden Gelen Vide
MesajKonu: ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE   Cehennemden Gelen EmptyPerş. Mart 31 2011, 14:08

Suzi Kiraz demiş ki:
Cehennemden Gelen

Bu hafta sizlere İstanbul’lu bir genç ile ilgili izlediğim bir filmi anlatacağım.

Film, İstanbul içinden bir delikanlının yaşamını anlatıyor. Genç bir delikanlı ile başlıyor film. Günlerini üniversitede bir dersten diğerine koşarken geçiren genç bir delikanlı bu. Daha ilk dakikalarda gözlerinin içine bakınca görebiliyorsunuz ileriye yönelik hırsını, başarıya olan açlığını ve azimle sürdürdüğü koşusunu. Bütün bunların ne için yapıldığı çok açık şekilde ortada aslında. Kendini kanıtlama isteği ve ülkesi için bir şeyler başarabilme inancı. Plan bellidir, gidilecek yol bellidir, tek yapılması gerekense yılmadan bu yolda ilerlemektir. Delikanlı da bunu başaracaktır.

Aradan belli bir zaman geçer, delikanlı okulunu bitirir, bir grubun lideri olur ve rock dünyasında emin adımlarla ilerlemeye başlar. En büyük hayalidir grubunu en şöhretli isimler arasına sokabilmek, en iyi otellerde çılgınlar gibi parti yapabilmek ve özel jetlerle turnelere çıkabilmek. Gençliğinin verdiği heyecanla ustaları bir gölge gibi takip eder, onların hareketlerinden ve stratejilerinden yararlanmaya çalışır. Gün içerisinde beste yazarken uyuya kalır, rüyasında gördüğü sözleri kağıda dökebilmek için uykusundan uyanır... Grup arkadaşları da en az kendisi kadar heyecanlı ve başarıya açtır, herkes bir an önce bir şeyler olsun istemektedir. Genç adamsa hayallerine kavuşmak için aceleci davranmıyor, ağır ama emin adımlarla ilerlemeye başlıyordu hedefine doğru. Külüstür bir arabayla çıkılan bu yola kısa bir zaman sonra lüks tırlarla devam edilmeye başlanacaktı. Albüm teklifleri, single çalışmaları, klipler derken basamakları hızla çıkmaya başlarlar. Milyonlarca kişi CD'lerini almak için sıraya girer. Konserlerine bilet bulmak imkansız bir hale gelir. Bu saatten sonra yapılacaklar bellidir, izlenen plana uyulacak ve grubun yükselişini kenardan keyifle izleyecekti genç adam. Şimdi bir üst basamağa geçme vakti gelmişti. Bu hedef müzik dünyasından çok daha karmaşık kirli ve de acımasız olacaktı ama vatanı için bir şeyler yapabilme duygusu onu bu kuyunun içine çekecektir ve en sonunda hem de döneminin en karanlık, en karmaşık, en çirkin olduğu zamanda kendini bu kirli gölün içinde bulur, siyasetin içinde.

Saatler süren tartışmalar, kavgalar, karalamalar, arkadan yapılan oyunlarla geçer filmin bu bölümleri. Siyasetin henüz toy çocuğu zaman zaman tartışmaların tam ortasına düşüyor bazense sessizce olan biteni gözleyip kendine ders çıkarıyordu. Uzunca bir zaman böyle gelip geçti, izlemek ve öğrenmekle. Belli bir olgunluğa geldikten sonra artık kendisine vali olması için teklifler geliyordu eski siyasetçilerden. Beklediği, aradığı şeye ulaşmıştı artık. İstenilen, aranılan kan olmuştu ülkesi için ve artık bir şeyler yapmanın tam da zamanıydı. Yaklaşan seçimler bunun için en güzel fırsattı. Her şey hazırlanmıştı seçimlere girilmeden önce ve seçim dönemi başladığında her şey bir anda olup bitiverdi. Sonucundan ise zaferle çıkılıyordu.

Siyasette olsun, müzik dünyasında olsun birçok şeyde istenilen yerlere geliniyordu. Planlar tırık tıkır ilerliyor, yolun sonundaki zafer tabelasıyla arada pek bir mesafe kalmıyordu. Ama, bunlara rağmen yine de içinde bir huzursuzluk vardı genç adamın, bunun sebebi de çok basitti, aşk! Ne yapsa ne etse bir türlü huzura kavuşamıyordu, evinin posta kutusuna gelen yüzlerce aşk mektubu içinde kayboluyor, aşkı groupielerde arıyor, varlık içindeki yoklukta boğuluyordu. Ve bir anda yapacak çok fazla bir şeyin olmadığını düşünmeye başlayıp hayatına son verme kararı alıyor. Hatta öyle ki uğrunda yaşadığı güzel şehri son kez görememek pahasına da olsa aldığı bu ani kararı hemen yerine getiriyor, yani hayata gözlerini yumuyordu.

Film burada boyut değiştiriyor ve genç adamın başarılı yükselişini izlerken birden ölümünü izler halde buluyorsunuz kendinizi. Ekrana karanlık sahneler geliyor ve adamın cehennemde geçirdiği uzunca bir zaman gösterilmeye başlanıyor. Sonrasında kendisine bir teklif sunuluyor ya cehennemde yanmaya devam edecek ya da İstanbul sokaklarına g..i dönecektir. Adam biraz düşünüp yaşadıklarını aklından geçirdikten sonra bir kanıya varıyor. Aşık olduğu bir şeyin zaten var olduğunu ve insanın İstanbul’a sahip olduktan sonra başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayacağını anlayıp, “İstanbul” diyor. Burada ise genç adam yeni bir kimlikle İstanbul’a gözlerini açıyor güneşin doğuşuyla beraber.

Film bu ilginç son ya da başlangıçla bitiyor, bakalım yönetmen filmin devamını çekecek mi? Filmden benim anladığım; siz, siz olun ve İstanbul’u terk etmeye kalkışmayın çünkü eninde sonunda geleceğiniz yer yine bu büyülü şehir olacaktır. Bir kere bu sevdayı tattıktan sonra ölüm bile sizi bu sevdadan koparamayacaktır.

Yazan yöneten: Yıldıray Demirtaş

Yazar: Wolfgang Witzel

Yayın Editörü: Tony Bryan

ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Cehennemden Gelen

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası



Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Popmundo Faresi :: Popmundo - Makaleler :: İstanbul'da Yayınlanmış Örnek Makaleler -
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar